16 Ekim 2017 Pazartesi

iğnesi senin, çuvaldızı benim

Çok acımasız zamanlardan geçtik değil mi? bir yandan kaderimize küfrederken bir yandan da  kederimize sarıldık içine düştüğümüz /çaresizliğimizin/ arkasına sığınarak. zamanın mağduruyduk, biz iyi insanlardık aslında!  kötü olan zamandı! Zamanın eline tutuşturulmuş yaşamsal arzularımızın ardı sıra dizilmişken bizi sürükleyen  gelecek çağrısının ardında yolumuzu ararken kaybettik iyiliğimizi. 

Vicdan dedik, ahlak,adalet, eşitlik ama illede özgürlük; söz bataklığında yiğitlik ettik, hümanist olduk, yanına yakışır dedik kaybetmişliğimizle kombinledik görüntüyü. Bio aforizmalarında idealize ettik karakterlerimizi, pratiğinde sınanırken düştüğümüz zavallılığa kılıf uydurma telaşında kaybettik kendimizi.

'Katıydı herşey ve buharlaşıyordu insan' Yeni'nin cazibesine tahrik olan heveslerimizi -kullan at- insanlar üzerinden kurduğumuz ilişkilerde tatmin ederken birşeyler hep eksikti ama herşey de geçiyordu modern çağın güçlü insanları için. İstismara düşen duyguların gözyaşları bile dolduramazken içimizin sığlığını, derin yalnızlığımızın duvarlarında afişe edilmiş büyük sözlerde sanırken aşkı, /maddi dünyanın/ duvarlarına çarpan tutunma dalgalarında paramparça ettik kalplerimizi..