25 Kasım 2020 Çarşamba

"Beklemek Boşuna Değildir" (Franz Kafka)

 

Öylece, çaresizce beklemek, bütün gün beklemek, uyandığındaki geceden kalma enkazla güne başlamak, zorla atılan birkaç lokma mideye, tarifsiz bir çaresizlikle beklemek, yalnızlığını kanıksayarak ama umut ederek beklemek ama bilerek asla dinmeyeceğin bir umutsuzlukla beklemek.

“Öyle büyümüş ki içimizdeki yalnızlık sevilmeyi beklerken, beklemeyi sevmişiz.” (Cemal Süreya)

 

Sanal dünya; başka hayatlara imrenerek yeniden ümit etmek, başka hayatlar kendi ininde sürerken sen zamanın elinden kayıp gitmesini izleyerek beklemek. Delirmek için erken, ermek için çok geç kalındığının ıstırabıyla bir sigara daha yakarak beklemek.

"Beklemek üzerine felsefe kitabıydık." (Didem Madak

 

Gün bitti, ne zaman başladığını hatırlamadan iç çekerek, güneşi ufukta yolcularken karanlığın siyahına kuşanarak beklemek. Birkaç lokma daha, baş döndüren sigara altı. Akşamla çöken sıkıntıya hüzün katmak için kadehlere sarılarak beklemek, içinde beliren haylazlığı serbest bırakmak ahmaklığıyla hala beklemek, birazdan gerçekleşecek bir mucize iyimserliğiyle beklemek.

“İnsan beklemeyi, umumiyetle, artık bekleyecek bir şeyi kalmadığı zaman öğrenir.”(Voltaire)

 

Zaman geç oldu sorunsalıyla beklemek, zaman geçip gidiyor değişen bir şey yok iç sızısıyla beklemek, en saf haliyle yüreğine dert ettiğin yeni düş kırıklıklarıyla beklemek. 

“Beklenen geç geliyor; geldiği zaman da insan başka yerde oluyor.” (Oğuz Atay)

 

Geçen giden bir günün ardından öylece bir yabancı gibi izleyerek beklemek. Akan zamana karşı tükenmiş ümitlerle ağlamaklı bir tebessüm vakarlığıyla beklemek. Uyumak avuntusuyla kendine gelerek umutla sabah olmasını beklemek.

“Bekçisi olmayan geceler denk geliyor bana, çaresiz bekliyorum.” (Didem Madak)

 

Son söz niyetine; değişen hiçbir şey olmayacağını bildiğin halde yeni güne kocaman anlamlar yükleyerek, yeni günün yeni ıstıraplarına yer açmak için  geçen günü sıfırlayarak beklemek. Umutmakla unutmak arası bir gelgitte şarkıların şiirlerin merhametine sığınarak beklemek.

“Beklemek; bir saniyede bir insan ölebilir, bir yazgı belli olabilir, bir dünya yıkılabilirdi. Daha ne kadar bekleyecektim.” (Stefan Zweig)

 

Ve aslında normal hayatımın gidilen iş ve günlük birkaç farklı telaşın dışında hep bir karantina olduğunun farkına varmanın mahcubiyetiyle bekleyişlere yenilerini ekleyerek beklemek.

“İste yaşamak maceramız bu; yaşarken beklemek, beklerken yaşamak. Ve yaşayıp beklerken ölmek!” (Ümit Yaşar Oğuzcan)

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder