Vakitler ya hep geç olur
ya da tanrısal bir raslantıyla hep erken
Karanlık hep iç burkar, kasvet, derin kuyu
aydınlıksa göz yakar, yaşar'tı
Sarkılar hep depresiftir, bulantı
sessizlikse batar, azap.
Ağlama sesinden nefret edersin
Uğultular gelir uzak yerlerden
Ağzından giren baldıran zehri
gözünden akmak isteyen abu hayata karşı,
Yalnızlığa iyi gelen kirli hayaller kurarsın,
Sonra Kusarsın aşırı utancından.
Kaç kişiyi kırdın
Kaç kalbe gölge düşürdün
Kaç parçaya ayırdın kendini
Bu gece aciz olan sen misin yine
Oysa Sabah uysal bir köle.
Söyle nesin sen?
Neden saate bakıp ağladın
Hangi sarkının sözlerinde lanet okurken yakaladın kendini
Tamam hatalısın (hastasın)
Peki Hiç mi doğru yapmadın? ( iyi olmadın)
Zihnini kemiren zaafların
Kimlerden kaldı emanet
Ve neden hep sakladın?
Kanın çekilmiş,
Başın gövdene ağır
Hangi duvara tosladın
Bahaneler de mi bulamadın?
Kalbin kuru gürültüye sağır.
Bitirdiğin aşklara sar bu gece
Sevincini çalan cografi koşulların
Sulak toprakta çürüyen dalların
Kırılmış gururuna sar bu gece
Vakit çoktan geç'ti,
Bu gece de uyuma,
yak bir sigara daha
Kederden olsun
Sen acıyı da bilmezsin sevinci de
Acısa duramazdın
İçin sızlıyor biraz,
daha fazla ağla rahatlarsın.
Aklına gelen dostları unut
İhanetleri unutma
Seviştiğin kadınları unut
Elinde kalan yalnızlığı asla.
Sarıl ona, sokul koynuna usulca
Zehrini boşalt avuçlarına
Aynalara bakma
Utancın yeter sana.
Hadi toparlan
Sabah yine hayat var!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder