Oğuz ağabey merhaba;
Senin tutunamayanlarla başladım bu hayatta tutunmamaya. Çok kere adını andım; hayatımda çağlar kapatan çağlar açan aydınlanmaya selam durdum her fırsatta.
Senin ince mizahın sanat filmi tadında alaycı bir tebessüm bıraktı dudağımda. Senin yakışıklı kaybedişlerin küpe oldu kulağımda. Senin o muazzam aldanışların ışık oldu yoluma.
Ağabey;
Olric'in senden emanettir şimdi bana kalan, yoldaştır yalnızlığıma, sırdaştır haylazlıklarıma ve bir derviş tüm çıkmazlıklarımda.
Senden öğrendim rezil olmayı umarsız, sefil olmayı utanmaksız, efsane olmayı telaşsız.
Yalnızlığım, ayrıksı otların içinde yeşermeye umut açmış sevda çiçeği. Varlığım, yokoluşa çare yağmur zerreciği.
Ve aşk, Oğuz ağabey; olmayışına isyan, yaratılışa üryan, zavallı insan gerçeği.
Oğuz ağabey;
sen beni bilmezsin, bilseydin de sevmezdin. Ben senin beni sevemeyişindeki estetik katili insan müsvedden, ben senin eksik kalmış sevincin, hüznün, müstehzi gülüşün, ağlayışın, ben senin yarım kalmış "insan acınım"
Ağabey bu senden bağımsız
"Ben, yarım kalmış insan evriminin cansız mumyasıyım"
Yine yazacağım ağabey şimdilik insan kalın.